| ||||||||||||||||||||||
| ||||||||||||||||||||||
Detaylar | ||||||||||||||||||||||
KİTAP HAKKINDA: Dinimizin özellikle son yıllarda görülmemiş boyutlardaki istismarı nedeniyle toplumun cephelere ayrıldığı ve ulusumuzun birlik ve beraberliğinin bozulduğu, geleneksel sosyal örgüsünün dağıldığı ve hatta ülkemizin üniter yapısının tartışılır hale geldiği günleri yaşıyoruz. İstismar edile edile her yeniliğe karşı çıkan bir din haline getirilerek Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkılmasını tetikleyen dinimiz, toplumun uygar ülkeleri yakalamasında bir yol gösterici olarak kullanılması gerekirken, din bezirganları tarafından tam aksine ayırıcı, kutuplaştırıcı ve demokratik laik cumhuriyetin niteliklerine başkaldırıcı bir intikam aracı olarak kullanılıyor. Fakat şirazesinden çıkmış olan bu din istismarı, İslam toplumlarını geri bırakmıştır. Batılı egemen şer güçler, İslam ülkelerini nedenli nedensiz işgal ediyorlar. Erkeklerine kadın donu giydirip köpek taklidi yaptırıyorlar ve üzerlerine işiyorlar. Hatta “gururlu” olarak tanınan ülkenin evlatlarının kafalarına çuval geçirip, pazar yerlerinde dolaştırıp aşağılıyorlar. Yarının anneleri olan, yoksul ailelerden derlenmiş milyonlarca küçük kız çocuklarının beyinleri, sokak aralarındaki tezgahlarda iğdiş ediliyor ve yarınlara milyonlarca zeka özürlü fakat bol kuma adayı bir kadın nesli yaratılıyor. Damarlarından asil kan akan birimler ise bu manzaraya, trene bakar gibi bakıyor. Ülkemizde hızla yayılmakta olan irtica, Türk toplumunu özgür düşünmeye ulaştıracak olan bilim-sanat sarmalının yaratacağı büyük sinerjiden yoksun bırakıyor. Bazı akıl tutulması içinde bulunan devlet adamlarımız, şer güçler tarafından dayatılan “Ilımlı İslam” projesinin rüzgârıyla yelkenlerini şişirmiş, din yoluyla istismar ettikleri Türk toplumunu Araplaştırarak 6. yüzyıl Asr-ı Saadet! dönemine doğru sürüklüyorlar. Pax Romana’nın karbon kopyası görünümünde, Medine Sözleşmesi’yle perdelenen ihanetlerle dolu Asr-ı Saadet döneminde Allah için kervan soymak mübah kabul ediliyordu. Bugün de ele geçirilen devlet ve belediyeler sanki bir kervanmış gibi kabul ediliyor; din bezirganları tarafından Allah adına, kurnaz yolsuzluklar yapılıyor. Bu arada da şeytana külahını ters giydirecek fettanca siyasi oyunlar sahneleniyor. Türkiye, bugün sinsice Batı ittifakından da koparılmaya çalışılıyor. Bu zıvanadan çıkmış din istismarının derhal önlenmesi, genç Türkiye Cumhuriyeti’nin parçalanmadan sürekli ayakta kalabilmesinin olmazsa olmaz koşuludur.
YAZAR HAKKINDA: Yrd. Doç. Dr. ÇETİN KAYA Çetin Kaya, İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’ni bitirdikten sonra, Merkez Bankası, Sümerbank ve İmar İskân Bakanlığı’nın açtığı burs sınavlarının üçünü de birincilikle kazandı. New York Üniversity Stern School of Business’den MBA; ve Marmara Üniversitesi’nden Doktora derecelerini aldı. ABD ve Türkiye’de 15 yıl uluslararası firmalarda üst kademe yöneticisi olarak çalıştı. Son 11 yıldan günümüze Yeditepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdür Yardımcısı; ve İİBF Dekan Yardımcısı görevlerinde bulundu. Bugün üniversitedeki görevini, kadrolu öğretim üyesi ve MBA Akademik Danışmanı olarak sürdürmekte ve bilimsel yayınlar üretmektedir. Yayınlanan kitapları: 1. “Uygarlığın Koridorlarından Çağdaş Yönetime”- Beta/2002. 2. “Liderler, Liderliğe Giden Yollar” - Beta/2003. 3. “Kadını Aşağılayan Erkek Egemen Toplumun Çöküşü” - Yalın/2009. TRT Ankara Televizyonu’nda Gürer Aykal’ın yönettiği “Klasik Batı Müziği Bilgi Yarışması” Türkiye birincisi olan Çetin Kaya’nın iki bestesi Eurovision Şarkı Yarışmaları’nda ve bir bestesi de TRT “Altın Anten” beste yarışmasında finale kalmıştır. Yeditepe Üniversitesi Pop orkestrası’nda alto-sax çalan Çetin Kaya, piyanoda Türk müziğinin klasik saz eserlerini çalmakta; ve bir tasavvuf musiki grubuna da, ut’u ile eşlik etmektedir. | ||||||||||||||||||||||